Rutec
Alpaslan APAK
Köşe Yazarı
Alpaslan APAK
 

Doğduğun şehre yabancılaşmak...

Sisli ve yağmurlu bir havada toprağına ayakbastım, ikliminde bir değişiklik yok ama binalar kutu kutu yığılmış, üzerime üzerime geliyorlardı. Bu kısa süreli moralsizliği; yüreğimde biriktirdiğim dost ziyaretlerini, motorcu arkadaşlarımı fuarda göreceğimi düşünerek moral göstergemi redline sınırına getirdim. Bir tatlı huzur almaya gelmemiştim İstanbul’a… Bir vefa borcu, bir hatır saymak adına gelmiştim. İçimde tarifsiz bir huzur vardı. Öncelikle toprağına emanet ettiğim ana-babamın kabir ziyaretini, sonra da az sayıdaki akrabaların ellerini öpmek gibi bir saygıydı içimdeki huzuru doğuran… Ve en önemlisi de dört yıldır uğramadığım motosiklet fuarı. 2009 senesinin bir mart ayında motosikletimle son kez çiğnemiştim yollarını bu şehrin ve bir daha uzaktan bakan bir hemşerisi olarak kalmıştım. Bu sefer aynı caddeleri motosikletimle değil ama içimdeki huzurla dolaştım. Çocukluğum, eğitimim, askerliğim ve çalışma hayatım, ailecek ne varsa huzur ve mutluluktan yana hepsini anılarımda bir daha tazeledim. İnsan ömrü; kaç sene yaşadığıyla değil, geçmişini ne kadar hatırladığıyla anlam kazanıyor. Yıllarca hakkını vererek, her sokağını, her tarihi mekânını tek tek dolaştığım bu güzel şehir artık bana yabancı gelmişti. Anılarımda en fazla yer eden tarafı; kırk senelik İstanbul hayatımın, son 3-4 senesinde motosikletle tekrar yaşadığım güzellikleri oldu. Yıllarca çileli trafiğinde, daracık ve sıkışık sokaklarında toplu taşıma araçlarında mahsur kalarak katlanmak zorunda olduğum bu şehir, motosikletimle dolaşmaya başlayınca yeni bir heyecan, yeni bir soluk getirmişti hayatıma… Yeniden keşfetmiştim İstanbul’u… Ne trafik derdi, ne otopark sıkıntısı yaşamadan.Doğduğum şehre artık yabancıyım, bir turist gibi gelip gittim. İçimde kalan en etkin duygu, bu mega kente teslim olmadığım inancıydı. Bunu bana sağlayan da motosiklet oldu. Dikiz aynasında görülmese de, yollarda dikkate alınmasa da motosiklet, başka hiçbir aracın yapamadığını bana yaptı; hayatımı değiştirdi. Maddi manevi her anlamda beni baştan donattı. Bu satırlarımı motosiklete duyduğum saygı, motorcu dostlarıma olan vefa borcu niteliğinde klavyeye aldım. Tüm motosiklet tutkunlarına yürek dolusu saygılar!
Ekleme Tarihi: 29 Mayıs 2014 - Perşembe

Doğduğun şehre yabancılaşmak...

Sisli ve yağmurlu bir havada toprağına ayakbastım, ikliminde bir değişiklik yok ama binalar kutu kutu yığılmış, üzerime üzerime geliyorlardı. Bu kısa süreli moralsizliği; yüreğimde biriktirdiğim dost ziyaretlerini, motorcu arkadaşlarımı fuarda göreceğimi düşünerek moral göstergemi redline sınırına getirdim.

Bir tatlı huzur almaya gelmemiştim İstanbul’a… Bir vefa borcu, bir hatır saymak adına gelmiştim. İçimde tarifsiz bir huzur vardı. Öncelikle toprağına emanet ettiğim ana-babamın kabir ziyaretini, sonra da az sayıdaki akrabaların ellerini öpmek gibi bir saygıydı içimdeki huzuru doğuran… Ve en önemlisi de dört yıldır uğramadığım motosiklet fuarı.

2009 senesinin bir mart ayında motosikletimle son kez çiğnemiştim yollarını bu şehrin ve bir daha uzaktan bakan bir hemşerisi olarak kalmıştım. Bu sefer aynı caddeleri motosikletimle değil ama içimdeki huzurla dolaştım. Çocukluğum, eğitimim, askerliğim ve çalışma hayatım, ailecek ne varsa huzur ve mutluluktan yana hepsini anılarımda bir daha tazeledim. İnsan ömrü; kaç sene yaşadığıyla değil, geçmişini ne kadar hatırladığıyla anlam kazanıyor.

Yıllarca hakkını vererek, her sokağını, her tarihi mekânını tek tek dolaştığım bu güzel şehir artık bana yabancı gelmişti. Anılarımda en fazla yer eden tarafı; kırk senelik İstanbul hayatımın, son 3-4 senesinde motosikletle tekrar yaşadığım güzellikleri oldu. Yıllarca çileli trafiğinde, daracık ve sıkışık sokaklarında toplu taşıma araçlarında mahsur kalarak katlanmak zorunda olduğum bu şehir, motosikletimle dolaşmaya başlayınca yeni bir heyecan, yeni bir soluk getirmişti hayatıma… Yeniden keşfetmiştim İstanbul’u… Ne trafik derdi, ne otopark sıkıntısı yaşamadan.
Doğduğum şehre artık yabancıyım, bir turist gibi gelip gittim. İçimde kalan en etkin duygu, bu mega kente teslim olmadığım inancıydı. Bunu bana sağlayan da motosiklet oldu.

Dikiz aynasında görülmese de, yollarda dikkate alınmasa da motosiklet, başka hiçbir aracın yapamadığını bana yaptı; hayatımı değiştirdi. Maddi manevi her anlamda beni baştan donattı. Bu satırlarımı motosiklete duyduğum saygı, motorcu dostlarıma olan vefa borcu niteliğinde klavyeye aldım. Tüm motosiklet tutkunlarına yürek dolusu saygılar!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve a2teker.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.