Rutec

Name Ekin: Dostluğu, Rekabete Tercih Ettik

Moto-Haber 14.03.2014 - 20:44, Güncelleme: 26.12.2020 - 17:33 2793+ kez okundu.
 

Name Ekin: Dostluğu, Rekabete Tercih Ettik

İstanbul doğumlu, Milli Antrenör ve Dünya rekorlarına sahip Namık Ekin’in kızı olan Name Ekin, sporla hep iç içe büyüdü.

    Pist şampiyonasına katılan ve kürsüye çıkan ilk kadın motosiklet yarışçısı unvanını elinde bulunduran Ekin,  2013 sezonunda tekrar pistlere bu kez şampiyon olarak döndü. Farklı spor branşlarını bir arada yaparak, bayanlara birden çok alanda başarılı olabileceklerinin en iyi örneği Ekin ile pistteki başarısını konuştuk.- Motosikleti hayatıma başta terapi olarak sokanlardanım. Daha sonrasında bir yaşam biçimi haline geldi ve vazgeçilmezim oldu.- Ailemin spor konusunda verdiği destek aslında bizim için güncel sıradan bir olay.- Çoğu branşta derecelerim olmasına ve uzun yıllarımı bunlara harcamama rağmen, motosiklet yarışlarında yaşadığım heyecanı hiç birinde bu kadar yoğun yaşamadım.- Sezonun başından sonuna yarış fotoğraflarıma bakınca sürüş ve tekniğimin takım arkadaşım, Türkiye Şampiyonu Tolga Uprak’a benzediğini görüyorum.- Bayanlar Kupası’nda erkekler kategorisine göre çok daha sportmence yarışıyoruz, rekabet dostluğun önüne asla geçmiyor.- 1000 C erkekler kategorisi için en çok söylediğim cümle, “Hayatta kalmaya çalışıyorum.”Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?İstanbul/1977 doğumluyum. Uluslararası antrenörüm ve ailemin yanında spor salonlarımızda işletmecilik yapıyorum. 15 yaşında kızım Nida ve 16 yaşında oğlum Kerim’in şanslı anneleriyim. Ailemden dolayı çok küçük yaşlarda spor, hayatıma girdi ve profesyonel manada birçok branşla ilgilendim. İlk motosikletim 2003 yılında aldığım BMW F650 Cs Scarver’dı. Daha sonrasında 2005 Honda 600 RR, 2007 Honda 600 RR ve 2008 Yamaha R6 motosikletlere sahip oldum. Motosikleti hayatıma başta terapi olarak sokanlardanım. Daha sonrasında bir yaşam biçimi haline geldi ve vazgeçilmezim oldu. Şimdilerde ise bunu aynı zamanda spor olarakta yapabileceğimin, kendimi geliştirip profesyonel manada daha da ileri gidebileceğimin farkındayım. Yarış hayatınız nasıl başladı?2004 yılında izlediğim birkaç yarış sonrasında TMF ödül gecesine yarışçı arkadaşlarımı desteklemeye gitmiştim. Son aklımda kalan sahne podyumda bir sürü erkeğin elinde kupalarla toplu fotoğraf çektirdiği kareydi. İmrenerek bakıp kendimi onca erkeğin arasında elimde kupayla hayal etmiştim. Bu fikir hoşuma gittiği anda kararımı zaten vermiş olmalıyım. 2005 Yılında yapılan TMF ödül gecesinde onca erkeğin arasında kupamla aralarında yer almıştım ve bir hayalim bu şekilde gerçekleşmişti. Çocukluk yıllarınızdan bu yana hep sporun içerisinde yer aldınız. Aileniz sporun neresinde yer aldı?Babam Türkiye’de sporun önde gelen isimlerinden ve sayısız öğrencisi bulunmakta. Onun gibi bir eğitmenin öğrencisi olmak, başarıya giden yolun anahtarına sahip olmak demek. Küçüklüğümden beri vaktimin büyük bölümünü spor salonumuzda geçiriyordum. Ailemin spor konusunda verdiği destek aslında bizim için güncel sıradan bir olay. İşimiz bu olduğu için ya eğitimlerle, ya müsabakalarla geçti spor hayatım. Türkiye’nin en hızlı bayan sporcususunuz hız sizin için ne ifade ediyor?Çıktığım hızda hala motoru kontrol edebiliyor ve sonrasında freni yeterli kullanabiliyorsam olaya hakim olduğumun kanıtıdır. Bunun dışında hız kontrolsüzse; çalışacak, öğrenecek çok yolum olduğunu ifade ediyor. Pist yarışlarında hız çok önemli. En hızlı olan kazanır ama bu sadece en hızlı olmakla bitmiyor. O hızda doğru kararları verip, doğru hamleleri yapabilmektir. Vücut Geliştirme, Karate, Judo, Jimnastik ve daha birçok spor dalını yapıyorsunuz sizi en çok hangi spor branşı heyecanlandırıyor?Hepsi diyebilirim. Her birine ayrı zaman ve emek harcıyorsunuz. Babama olan hayranlığımdan dolayı asıl branşımı judo olarak seçtim. Judo’yu Türkiye’ye babam getirdi ve onunda en sevdiği branştır. Çoğu branşta derecelerim olmasına ve uzun yıllarımı bunlara harcamama rağmen, motosiklet yarışlarında yaşadığım heyecanı hiç birinde bu kadar yoğun yaşamadım. Bir çok kez start çizgisinde heyecandan bacaklarım titrediği için durduğum yerde düşecek gibi oldum. Start verildikten sonra bu heyecan daha farklı bir hal alıyor ve sonra bağımlısı oluyorsunuz. Saniyelerle yarışıyorsunuz yarış anında aklınızdan neler geçer?Yarış dışında başka konular aklıma girdiği anda hem yavaşladığımı, hem konsantrasyonumu kaybettiğimi fark ediyorum ve hemen bu durumdan kendimi çıkarıyorum. Genellikle yarışa çıkmadan önce en son kiminle konuştuysam o konu kafamda kalıyor. Pit duvarının önünden geçerken ekibimizdeki arkadaşların beni seyredip seyretmediğini yada ne düşündüğünü merak ediyorum. Birkaç kez benim burada ne işim var, ne yapıyorum ben diye kendi kendime konuşmuşluğum oldu. Bir de her seferinde bakmayı unuttuğum tur sayısı var, bu sebeple kaç turum kaldı diye kafamda hesap yapmaya çalışıyorum. Her şey yolundaysa ve konsantrasyonum tamamsa; aklım sadece elimin altındaki gaz ve frende oluyor. Doğru adımlarla daha hızlanmak, daha geç fren atmak ve önümde biri varsa ona yaklaşmak / geçmek için stratejiler düşünüyorum. Kendinize özgü özel teknikleriniz var mı? Sezonun başından sonuna yarış fotoğraflarıma bakınca sürüş ve tekniğimin takım arkadaşım, Türkiye Şampiyonu Tolga Uprak’a benzediğini görüyorum. Kendime onu örnek aldığım ve sürekli onu izlediğim için bu gelişmeden son derece memnunum. Tolga’nın yarış tecrübesi ve yeteneğinin bana bu süreçte çok faydası olduğunu düşünüyorum. Tabi daha gidecek çok yol var, bu yüzden Tolga’nın ağzından çıkacak her öneri ve tavsiye benim için kural yerine geçiyor. Teknik olmasada takıntılarım var. Mesela eldiven ve botlarımın önce sağ tekini giyerim. Motora mutlaka hep sağdan binerim. Kazadan beladan korunmak için mutlaka motora binerken dua ederim. Son olarakta mutlaka gözüm Tolga’yı arar çünkü bir şey eksikse ilk o fark eder. Uzun bir aradan sonra tekrar pistlere geri döndünüz, geri dönüşünüzün sebebi nedir?İlk bayan yarışçı olarak, 2013’te açılan ilk bayanlar kupasında olma isteği. Erkeklerle yarışmanın nasıl bir şey olduğunu gördükten sonra benim gibi bu işe cesaret edip, gönül vermiş kişilerle bir arada olma isteği de çok büyük etken. Tabi bunun gerçekleşmesinde sponsorum EYPBIKE Eyüp Kelleoğlu’nun ve Tolga Uprak’ın rolü çok büyük. Sezonun başlamasına çok az bir süre kala yarışmaya karar verdim ve mevcut bir motosikletim yoktu. İstanbul’da bir çok kapı çaldım ama beklediğim ilgi ve desteği bulamadım. Takım arkadaşım Tolga kendisininde sponsoru olan Eypbike Eyüp bey ile görüşüp motosiklete ihtiyacım olduğunu söyledi. Eyüp beyde elinde olan motorlardan hangisini istersem alıp yarışabileceğimi söyledi. Beklediğim destek İzmir’den gelince çok sevindim ve hazırlıklara başladım. Sezon sonuna kadar yanımda her desteği veren, maddi / manevi yanımdan hiç ayrılmayan Eybike ailesine sizin vesilenizle buradan tekrar teşekkür ederim. Ayrıca tüm yarışlarda ürünleriyle destek veren KMA Kilerci Motorlu Araçlar’a, ayrı ayrı yarışlarda CMS, B&B Mimarlık, Korlas Korhan Eyilik, Cino skate park, Jackal Riders, Sukar, Yakın Doğu Üniversitesi ve Yılmaz Uyar’a tüm destekleri için teşekkür ederim. Ülkemizin ilk bayan motosiklet yarışçısı unvanı size ait ama bu sene pistte Bayan grubu olarak fark oluşturdunuz. Bu sporu yapmayan bayanlardan ne gibi tepkiler aldınız?Benim en çok sevindiğim bunun yapılabileceğini göstermiş olmamız. Bizi görünce biraz daha cesaret ve teşvik bulduklarına inanıyorum. Erkekler kategorisine göre çok daha sportmence yarışıyoruz, rekabet dostluğun önüne asla geçmiyor. Bayan yarışçılarımızdan Funda Batay ve Ayşe Aydoğan’ın girişimiyle açılan Bayanlar Kupası bir çok kadın motosiklet kullanıcısı tarafından takip ediliyor. Daha önce yarışları takip eden bu kadar çok bayan yoktu. Şimdi ise sıralama turlarında bile ne yaptığımızı bize gelip anlatıyorlar, sorular soruyorlar ve tebrik ediyorlar. Çok sevdiğim arkadaşım Övgü Yağız sezonun başını kaçırmasına rağmen son iki yarışa yetişti ve son yarış 3. lük kupası aldı. Ayrıca yurt dışından gelip burada bizimle yarışan Gülsün Ayazalp hepimize devam etmemiz ve ilerlememiz için çok güzel örnek oldu. 2014 sezonunda yarışlara katılmaya hazırlanan birçok hemcinsimin haberini alıyorum. Umarım çok daha kalabalık ve eğlenceli bir sezon yaşarız hep beraber.Hem sporcu hem de antrenörlük yapıyorsunuz bir idareci olarak genç yarışçılara neler tavsiye edersiniz?Örnek alacağınız kişileri doğru seçin. Önce kendinize inanın, sabırlı olun ve asla pes etmeyin.2005 yılında ilk erkeklerle yarıştınız ve 8 yıl aradan sonra tekrar 1000 cc sınıfına çıkmak nasıl bir duyguydu?1000 C grubu Bayanlar grubuna göre çok daha zor. 1000 C erkekler kategorisi için en çok söylediğim cümle, “Hayatta kalmaya çalışıyorum.” Herkes liderlik için savaşıyor, bir önündekini geçmeye çalışıyor ve kaskın içinden bile hırs kokusunu alabiliyorsunuz. 1000 C’de verdiğim savaşı; saygı ve beğeniyle karşılayan rakiplerimde var. Beni pistten çıkarmaya ve korkutmaya çalışan arkadaşlarda var. Her iki şekilde de 1000 C grubuna daha fazla adapte oluyorum. Rekabetin boyutu daha fazla ciddiyet gerektirdiği için kendimi geliştirme ve ilerleme isteği de aynı ciddiyette artıyor.Eğitimcisiniz, güvenli sürüş ve yarış teknikleri dersleri aldınız mı?Daha önce yol sürüş eğitimi aldım ama güvenli sürüş ve yarış teknikleri eğitimini bu sene ilk defa CSS (California Superbike School) ’den aldım. Keşke çok daha önce bu eğitimi alıp, şimdi daha ileri tekniklere geçmiş olsaydım diyorum. Eğitim, sürüş gelişiminizi hızlandıran ve kolaylaştıran bir gerçek ve sonu yok. Tolga Uprak bu konuda bana çok yardımcı oluyor. Yinede büyük bir öğrenme açlığıyla diğer eğitimlere girmek için fırsat kolluyorum. Bir bayan olarak padokta durum nasıl, diğer yarışçılar sizi nasıl karşılıyor?Bunu diğer yarışçılara sormayı gerçekten bende çok istiyorum. Benim durduğum yerden bakınca çoğunluk heyecanımı benimle paylaşıyor ve karşımda genellikle gülümseyen yüzler görüyorum. Yarış öncesi biraz stress yaşadığım için kendi pitimizde sadece yakınlarımla durmayı tercih ediyorum. Son derece profesyonel bir takımımız var. İşin tekniği, mekaniği bir yere psikolojisiyle de baş etmeme yardımcı olan bir ekipteyim.Bu sezonu şampiyon olarak bitirdiniz, 2014 için planlarınız neler?Sponsorlarla görüşmelerimiz devam ediyor. Benim kalbim bu yıl yarıştığım sponsorlarımla, eğer onlarda isterlerse 2014 yılında daha fazla başarı kazanmayı hedefliyorum. Federasyonumuza ilgi, alaka ve destekleri için çok teşekkür ederim.
İstanbul doğumlu, Milli Antrenör ve Dünya rekorlarına sahip Namık Ekin’in kızı olan Name Ekin, sporla hep iç içe büyüdü.

 

  Pist şampiyonasına katılan ve kürsüye çıkan ilk kadın motosiklet yarışçısı unvanını elinde bulunduran Ekin,  2013 sezonunda tekrar pistlere bu kez şampiyon olarak döndü. Farklı spor branşlarını bir arada yaparak, bayanlara birden çok alanda başarılı olabileceklerinin en iyi örneği Ekin ile pistteki başarısını konuştuk.

- Motosikleti hayatıma başta terapi olarak sokanlardanım. Daha sonrasında bir yaşam biçimi haline geldi ve vazgeçilmezim oldu.

- Ailemin spor konusunda verdiği destek aslında bizim için güncel sıradan bir olay.

- Çoğu branşta derecelerim olmasına ve uzun yıllarımı bunlara harcamama rağmen, motosiklet yarışlarında yaşadığım heyecanı hiç birinde bu kadar yoğun yaşamadım.

- Sezonun başından sonuna yarış fotoğraflarıma bakınca sürüş ve tekniğimin takım arkadaşım, Türkiye Şampiyonu Tolga Uprak’a benzediğini görüyorum.

- Bayanlar Kupası’nda erkekler kategorisine göre çok daha sportmence yarışıyoruz, rekabet dostluğun önüne asla geçmiyor.

- 1000 C erkekler kategorisi için en çok söylediğim cümle, “Hayatta kalmaya çalışıyorum.”


Bize kısaca kendinizi tanıtır mısınız?
İstanbul/1977 doğumluyum. Uluslararası antrenörüm ve ailemin yanında spor salonlarımızda işletmecilik yapıyorum. 15 yaşında kızım Nida ve 16 yaşında oğlum Kerim’in şanslı anneleriyim. Ailemden dolayı çok küçük yaşlarda spor, hayatıma girdi ve profesyonel manada birçok branşla ilgilendim. İlk motosikletim 2003 yılında aldığım BMW F650 Cs Scarver’dı. Daha sonrasında 2005 Honda 600 RR, 2007 Honda 600 RR ve 2008 Yamaha R6 motosikletlere sahip oldum. Motosikleti hayatıma başta terapi olarak sokanlardanım. Daha sonrasında bir yaşam biçimi haline geldi ve vazgeçilmezim oldu. Şimdilerde ise bunu aynı zamanda spor olarakta yapabileceğimin, kendimi geliştirip profesyonel manada daha da ileri gidebileceğimin farkındayım.


Yarış hayatınız nasıl başladı?

2004 yılında izlediğim birkaç yarış sonrasında TMF ödül gecesine yarışçı arkadaşlarımı desteklemeye gitmiştim. Son aklımda kalan sahne podyumda bir sürü erkeğin elinde kupalarla toplu fotoğraf çektirdiği kareydi. İmrenerek bakıp kendimi onca erkeğin arasında elimde kupayla hayal etmiştim. Bu fikir hoşuma gittiği anda kararımı zaten vermiş olmalıyım. 2005 Yılında yapılan TMF ödül gecesinde onca erkeğin arasında kupamla aralarında yer almıştım ve bir hayalim bu şekilde gerçekleşmişti.

Çocukluk yıllarınızdan bu yana hep sporun içerisinde yer aldınız. Aileniz sporun neresinde yer aldı?

Babam Türkiye’de sporun önde gelen isimlerinden ve sayısız öğrencisi bulunmakta. Onun gibi bir eğitmenin öğrencisi olmak, başarıya giden yolun anahtarına sahip olmak demek. Küçüklüğümden beri vaktimin büyük bölümünü spor salonumuzda geçiriyordum. Ailemin spor konusunda verdiği destek aslında bizim için güncel sıradan bir olay. İşimiz bu olduğu için ya eğitimlerle, ya müsabakalarla geçti spor hayatım.

Türkiye’nin en hızlı bayan sporcususunuz hız sizin için ne ifade ediyor?

Çıktığım hızda hala motoru kontrol edebiliyor ve sonrasında freni yeterli kullanabiliyorsam olaya hakim olduğumun kanıtıdır. Bunun dışında hız kontrolsüzse; çalışacak, öğrenecek çok yolum olduğunu ifade ediyor. Pist yarışlarında hız çok önemli. En hızlı olan kazanır ama bu sadece en hızlı olmakla bitmiyor. O hızda doğru kararları verip, doğru hamleleri yapabilmektir.

Vücut Geliştirme, Karate, Judo, Jimnastik ve daha birçok spor dalını yapıyorsunuz sizi en çok hangi spor branşı heyecanlandırıyor?

Hepsi diyebilirim. Her birine ayrı zaman ve emek harcıyorsunuz. Babama olan hayranlığımdan dolayı asıl branşımı judo olarak seçtim. Judo’yu Türkiye’ye babam getirdi ve onunda en sevdiği branştır. Çoğu branşta derecelerim olmasına ve uzun yıllarımı bunlara harcamama rağmen, motosiklet yarışlarında yaşadığım heyecanı hiç birinde bu kadar yoğun yaşamadım. Bir çok kez start çizgisinde heyecandan bacaklarım titrediği için durduğum yerde düşecek gibi oldum. Start verildikten sonra bu heyecan daha farklı bir hal alıyor ve sonra bağımlısı oluyorsunuz.


Saniyelerle yarışıyorsunuz yarış anında aklınızdan neler geçer?

Yarış dışında başka konular aklıma girdiği anda hem yavaşladığımı, hem konsantrasyonumu kaybettiğimi fark ediyorum ve hemen bu durumdan kendimi çıkarıyorum. Genellikle yarışa çıkmadan önce en son kiminle konuştuysam o konu kafamda kalıyor. Pit duvarının önünden geçerken ekibimizdeki arkadaşların beni seyredip seyretmediğini yada ne düşündüğünü merak ediyorum. Birkaç kez benim burada ne işim var, ne yapıyorum ben diye kendi kendime konuşmuşluğum oldu. Bir de her seferinde bakmayı unuttuğum tur sayısı var, bu sebeple kaç turum kaldı diye kafamda hesap yapmaya çalışıyorum. Her şey yolundaysa ve konsantrasyonum tamamsa; aklım sadece elimin altındaki gaz ve frende oluyor. Doğru adımlarla daha hızlanmak, daha geç fren atmak ve önümde biri varsa ona yaklaşmak / geçmek için stratejiler düşünüyorum.

Kendinize özgü özel teknikleriniz var mı?
Sezonun başından sonuna yarış fotoğraflarıma bakınca sürüş ve tekniğimin takım arkadaşım, Türkiye Şampiyonu Tolga Uprak’a benzediğini görüyorum. Kendime onu örnek aldığım ve sürekli onu izlediğim için bu gelişmeden son derece memnunum. Tolga’nın yarış tecrübesi ve yeteneğinin bana bu süreçte çok faydası olduğunu düşünüyorum. Tabi daha gidecek çok yol var, bu yüzden Tolga’nın ağzından çıkacak her öneri ve tavsiye benim için kural yerine geçiyor. Teknik olmasada takıntılarım var. Mesela eldiven ve botlarımın önce sağ tekini giyerim. Motora mutlaka hep sağdan binerim. Kazadan beladan korunmak için mutlaka motora binerken dua ederim. Son olarakta mutlaka gözüm Tolga’yı arar çünkü bir şey eksikse ilk o fark eder.

Uzun bir aradan sonra tekrar pistlere geri döndünüz, geri dönüşünüzün sebebi nedir?

İlk bayan yarışçı olarak, 2013’te açılan ilk bayanlar kupasında olma isteği. Erkeklerle yarışmanın nasıl bir şey olduğunu gördükten sonra benim gibi bu işe cesaret edip, gönül vermiş kişilerle bir arada olma isteği de çok büyük etken. Tabi bunun gerçekleşmesinde sponsorum EYPBIKE Eyüp Kelleoğlu’nun ve Tolga Uprak’ın rolü çok büyük. Sezonun başlamasına çok az bir süre kala yarışmaya karar verdim ve mevcut bir motosikletim yoktu. İstanbul’da bir çok kapı çaldım ama beklediğim ilgi ve desteği bulamadım. Takım arkadaşım Tolga kendisininde sponsoru olan Eypbike Eyüp bey ile görüşüp motosiklete ihtiyacım olduğunu söyledi. Eyüp beyde elinde olan motorlardan hangisini istersem alıp yarışabileceğimi söyledi. Beklediğim destek İzmir’den gelince çok sevindim ve hazırlıklara başladım. Sezon sonuna kadar yanımda her desteği veren, maddi / manevi yanımdan hiç ayrılmayan Eybike ailesine sizin vesilenizle buradan tekrar teşekkür ederim. Ayrıca tüm yarışlarda ürünleriyle destek veren KMA Kilerci Motorlu Araçlar’a, ayrı ayrı yarışlarda CMS, B&B Mimarlık, Korlas Korhan Eyilik, Cino skate park, Jackal Riders, Sukar, Yakın Doğu Üniversitesi ve Yılmaz Uyar’a tüm destekleri için teşekkür ederim.


Ülkemizin ilk bayan motosiklet yarışçısı unvanı size ait ama bu sene pistte Bayan grubu olarak fark oluşturdunuz. Bu sporu yapmayan bayanlardan ne gibi tepkiler aldınız?

Benim en çok sevindiğim bunun yapılabileceğini göstermiş olmamız. Bizi görünce biraz daha cesaret ve teşvik bulduklarına inanıyorum. Erkekler kategorisine göre çok daha sportmence yarışıyoruz, rekabet dostluğun önüne asla geçmiyor. Bayan yarışçılarımızdan Funda Batay ve Ayşe Aydoğan’ın girişimiyle açılan Bayanlar Kupası bir çok kadın motosiklet kullanıcısı tarafından takip ediliyor. Daha önce yarışları takip eden bu kadar çok bayan yoktu. Şimdi ise sıralama turlarında bile ne yaptığımızı bize gelip anlatıyorlar, sorular soruyorlar ve tebrik ediyorlar. Çok sevdiğim arkadaşım Övgü Yağız sezonun başını kaçırmasına rağmen son iki yarışa yetişti ve son yarış 3. lük kupası aldı. Ayrıca yurt dışından gelip burada bizimle yarışan Gülsün Ayazalp hepimize devam etmemiz ve ilerlememiz için çok güzel örnek oldu. 2014 sezonunda yarışlara katılmaya hazırlanan birçok hemcinsimin haberini alıyorum. Umarım çok daha kalabalık ve eğlenceli bir sezon yaşarız hep beraber.

Hem sporcu hem de antrenörlük yapıyorsunuz bir idareci olarak genç yarışçılara neler tavsiye edersiniz?

Örnek alacağınız kişileri doğru seçin. Önce kendinize inanın, sabırlı olun ve asla pes etmeyin.

2005 yılında ilk erkeklerle yarıştınız ve 8 yıl aradan sonra tekrar 1000 cc sınıfına çıkmak nasıl bir duyguydu?

1000 C grubu Bayanlar grubuna göre çok daha zor. 1000 C erkekler kategorisi için en çok söylediğim cümle, “Hayatta kalmaya çalışıyorum.” Herkes liderlik için savaşıyor, bir önündekini geçmeye çalışıyor ve kaskın içinden bile hırs kokusunu alabiliyorsunuz. 1000 C’de verdiğim savaşı; saygı ve beğeniyle karşılayan rakiplerimde var. Beni pistten çıkarmaya ve korkutmaya çalışan arkadaşlarda var. Her iki şekilde de 1000 C grubuna daha fazla adapte oluyorum. Rekabetin boyutu daha fazla ciddiyet gerektirdiği için kendimi geliştirme ve ilerleme isteği de aynı ciddiyette artıyor.

Eğitimcisiniz, güvenli sürüş ve yarış teknikleri dersleri aldınız mı?

Daha önce yol sürüş eğitimi aldım ama güvenli sürüş ve yarış teknikleri eğitimini bu sene ilk defa CSS (California Superbike School) ’den aldım. Keşke çok daha önce bu eğitimi alıp, şimdi daha ileri tekniklere geçmiş olsaydım diyorum. Eğitim, sürüş gelişiminizi hızlandıran ve kolaylaştıran bir gerçek ve sonu yok. Tolga Uprak bu konuda bana çok yardımcı oluyor. Yinede büyük bir öğrenme açlığıyla diğer eğitimlere girmek için fırsat kolluyorum.


Bir bayan olarak padokta durum nasıl, diğer yarışçılar sizi nasıl karşılıyor?

Bunu diğer yarışçılara sormayı gerçekten bende çok istiyorum. Benim durduğum yerden bakınca çoğunluk heyecanımı benimle paylaşıyor ve karşımda genellikle gülümseyen yüzler görüyorum. Yarış öncesi biraz stress yaşadığım için kendi pitimizde sadece yakınlarımla durmayı tercih ediyorum. Son derece profesyonel bir takımımız var. İşin tekniği, mekaniği bir yere psikolojisiyle de baş etmeme yardımcı olan bir ekipteyim.

Bu sezonu şampiyon olarak bitirdiniz, 2014 için planlarınız neler?

Sponsorlarla görüşmelerimiz devam ediyor. Benim kalbim bu yıl yarıştığım sponsorlarımla, eğer onlarda isterlerse 2014 yılında daha fazla başarı kazanmayı hedefliyorum. Federasyonumuza ilgi, alaka ve destekleri için çok teşekkür ederim.



Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve a2teker.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.